Kıdem tazminatını düzenleyen 1475 sayılı İş Kanunumuzun 14. maddesinin birinci fıkrasının beş nolu bendinde, 506 sayılı Kanunun 60. maddesinin5 (5510 sayılı Kanun m.28) birinci fıkrasının A bendinin a ve b alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayanların kendi istekleri ile işten ayrılmaları durumunda kıdem tazminatı alabilmeleri öngörülmüştür.

Bir başka deyişle emeklilik yaşını doldurmayan işçi, sigortalılık süresi ile prim ödeme gün sayısını doldurduğunda iş sözleşmesini feshedip kıdem tazminatı alabilecektir. Ancak kanunda öngörülen sigortalılık süresi veya prim ödeme gün sayısı gibi diğer koşullardan herhangi birini doldurmamış işçiler, yaş şartını doldurmuş olmaları durumunda bu maddeye göre iş sözleşmelerini feshedemezler, kıdem tazminatı da talep edemezler.

08.09.1999 tarihinden önce ilk defa sigortalı olanlar, 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim ödeme günü ile 08.09.1999 ve 30.04.2008 tarihleri arasında ilk defa sigortalı olanlar, 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4500 gün prim ödeme günü ile kıdem tazminatına hak kazanmaktadırlar. 08.09.1999 ve 30.04.2008 tarihleri arasında ilk defa sigortalı olanlar, 7000 gün prim ödemeleri durumunda da iş sözleşmelerini feshederek kıdem tazminatı talep edebileceklerdir. Bu durumda olan işçiler için başka bir şart öngörülmemiştir.

Ancak ilk defa 30.04.2008 tarihinden sonra sigortalı olanların yaşlılık aylığına hak kazanması için farklı koşullar öngörülmüştür. Buna göre, 5510 sayılı Kanun uyarınca, 30.04.2008 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olan işçiler, kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 7200 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirmiş olmaları koşuluyla emekli olabilecek ve kendilerine yaşlılık aylığı bağlanabilecektir (m.28/I, a). Ayrıca sigortalılar, yaş hadlerine 65 yaşını geçmemek üzere üç yıl eklenmek ve adlarına en az 5400 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla da yaşlılık aylığından yararlanabileceklerdir (m.28/III). Görüldüğü üzere 5510 sayılı Kanun, kural olarak yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için sadece prim ödeme gün sayısı ve yaşı esas almış, belirli bir sigortalılık süresinin tamamlanmasını yaşlılık aylığı için öngörmemiştir.

Bu düzenleme ile 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesi birlikte yorumlandığında, yaş sınırı göz önüne alınmaksızın, ilk defa 5510 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılan kadın ve erkek işçiler, 7200 gün prim ödeme gün sayılarını doldurdukları takdirde, iş sözleşmelerini bildirimli olarak emeklilik sebebiyle feshettiklerinde kıdem tazminatına hak kazanacaklardır.

Tekrar 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gününü doldurmak sureti ile emeklilik için yaş dışındaki şartları sağlayan işçilerin, kıdem tazminatı konusuna dönecek olursak; 09.08.1999 tarihinden önce işe giren işçiler, 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gününün doldurmaları halinde iş sözleşmelerini fesih etmek sureti ile kıdem tazminatı talep edebilmektedir. Elbette kıdem tazminatı için gerekli olan asgari bir yıl çalışmış olma şartı da unutulmamalıdır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki 1475 sayılı Kanunun 14. maddesinin birinci fıkrasının beşinci bendinde, bildirim öneli verilmesi gibi bir yükümlülük, işçi için öngörülmemiştir. Yargıtay kararlarında da bu kapsamda yapılan fesihlerde bildirim öneli verilmesi gerekmediği, bu durumun bildirimsiz fesih olduğu ifade edilmektedir. Yani bu şartları taşıyan işçi iş sözleşmesini derhal feshederek kıdem tazminatı talep edebilmektedir.

O halde fesih hakkı için şu koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir:

  • 09.1999 Tarihinden Önce İlk Defa Sigortalı Olunması
  • 15 Yıl Sigortalılık ve 3600 Prim Ödeme Gününün Doldurulması
  • Sosyal Güvenlik Kurumundan Belge Alınması
  • İş Sözleşmesinin 15 Yıl Sigortalılık ve 3600 Prim Ödeme Gününün Doldurulması Nedeni ile Feshedilmesi
  • İşçinin İşverene Ait İşyerinde En Az Bir Yıl Çalışmış Olması

Sosyal Güvenlik Kurumundan alınması gereken belge nedir?

Sosyal Güvenlik Kurumu, 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim ödeme gününün bulunduğuna ilişkin bir yazı vermektedir. Bu yazılar maktu olup, başvuran kişinin asgari 15 yıllık sigorta süresi ile en az 3600 prim ödeme gün sayısının bulunduğunu gösteren bir yazı olup, 1475 sayılı İş Kanununun 14. maddesinin birinci fıkrasının beş nolu bendi gereğince kıdem tazminatı işlemlerinde kullanılmak üzere verildiğine yönelik ifadelerden oluşmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumunun 2013/26 sayılı Genelgesi ile bu yazının verilmesine ilişkin usul ve esaslar yeniden düzenlenmiştir.

Genelgenin “Kıdem Tazminatına Esas Yazı Verilmesi” başlıklı 4. maddesinde sigortalıların Kanunda öngörülen yaş dışındaki diğer koşulları (prim gün sayısı ve sigortalılık süresi) yerine getirip getirmediğinin kontrol edileceği, 08.09.1999 tarihinden önce sigortalı olup bu tarihten sonra işten ayrılanlara asgari 15 yıllık sigortalılık süresi ve en az 3600 prim gün sayısı ile aylık bağlanabildiğinden, bu koşulların oluşup oluşmadığına bakılacağı, gerek sigortalılık süresi, gerekse gün koşulunun tespitinde hizmet birleştirmeleri ile bu süreleri etkileyen faktörlerin (itibari hizmet süreleri, fiili hizmet süresi zamları gibi) dikkate alınacağı, 2829 sayılı Kanunun 8. maddesine göre değerlendirme yapılmaksızın son statünün 4/1-(a) olmasının bu belgenin verilmesi için yeterli olacağı, bundan böyle, kıdem tazminatına esas yazının verilebilmesi için sigortalının müracaat tarihinde işten ayrılma koşulunun aranmayacağı ifade edilmektedir.

Kurum, söz konusu yazıyı vermek zorundadır. Bu yazı uygulamada “kıdem tazminatı alabilir” yazısı olarak anılmaktadır. Ancak Kurumdan alınacak belgede “işçinin kıdem tazminatına hak kazanmış olduğu” ibaresinin yer almasına gerek bulunmamaktadır. İşveren, söz konusu belge işçi tarafından sunulduğunda, işten ayrılmak isteyen işçiden ek bir belge talep etmemelidir. İşçinin tek taraflı olarak yaptığı istifa sonrasında alacağı belgeyi sunması ise kıdem tazminatına hak kazandırmaz.

İşçi Tekrar Çalışabilir mi?

1475 sayılı Kanunun 14. maddesinin birinci fıkrasının beşinci bendinde ya da başkaca bir düzenlemede, işçinin tekrar çalışmasını önleyici bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle işçi, işten ayrıldıktan hemen sonra başka bir işyerinde çalışabilir (Yargıtay 9. HD., 13.01.2014 T., 2011/51535 E., 2014/52 K). İşçinin işten ayrıldıktan bir gün sonra bile başka bir işte çalışması da söz konusu olabilir (Yargıtay 7. HD., 28.04.2014 T., 2014/596 E., 2014/9239 K). Bu işyeri aynı ya da başka bir işyeri olabilir. Hatta rakip bir işyeri de olabilir. Bu durum dahi hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilemez (Yargıtay 9.HD., 10.02.2015 T., 2013/8624 E., 2015/5468 K.,).

Yargıtay kararlarında işçinin bu hakkını, hangi amaçla kullandığının önemli olmadığı belirtilmektedir. Bu nedenle çalışmakta olduğu iş yerinde yıpranmış, sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ilişkin yükümlülüklerin tamamlayan işçinin, daha iyi çalışma koşullarına sahip başka bir işyerinde çalışmasının doğal olduğu, işçinin tekrar çalışmasının, Medeni Kanunun 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına aykırı olmadığına karar verilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap