Hakkari 3 agir cezada yargilanan muvekkil hakkinda ardisikli aranma iddiasi ile tanik beyanlari dolayisiyla acilan davada Yerel Mahkemece Beraat verilmistir.

Karar gerekcesinden anlasilacagi uzere ardisik aranan sahsin aleyhe ifade vermemesi aramanin orgutsel nitelikte olmadigina iliskin dosyaya sunulan tanik ile beraber muvekkilin savunmasina itibar edilmis , supheden sanik yararlanir ilkesi uygulanmistir.
Tanik beyanlarinin da 17 25 aralik oncesi olmasi dolayisiyla orgut uyeligini ortaya koyacak nitelikte olmamasi dolayisiyla aleyhe degerlendirilmemistir.

T.C.

HAKKARİ 

3.AĞIR CEZA MAHKEMESİ

DOSYA NO: 2020/64 Esas

KARAR NO: 2020/252 Karar

C.SAVCILIĞI ESAS NO: 2020/351

GEREKÇELİ KARAR

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

BAŞKAN: Tuğrul DURMAZ  139844

ÜYE: Esma TÜREDİ KELEP  190409

ÜYE: Gökçen ŞİMŞEK ÖZELGÜL  234792

SAVCISI: Buket BOZKURT TEK 219639 KATİP: Kadir KURT 223140

DAVACI: K.H.

SANIK:

MÜDAFİİ:Av. ABDULLAH ENES BALTACI,

GÖZALTI TARİHİ: 17/02/2020 – 18/02/2020

SUÇ: Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma

YAKALAMA TARİHİ: 17/02/2020

KARAR TARİHİ: 11/11/2020

Türk Milleti adına yargılama yapmak ve hüküm vermekle yetkili bağımsız ve tarafsız Hakkari

Ağır Ceza Mahkemesi tarafından gereği düşünüldü;

İDDİA:

Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/1980 Esas sayılı iddianamesi ile; sanık hakkında” Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” suçunu işlediğiiddiası ile TCK 314/2, 53, 58/9, TMK 5 sevk maddeleri uyarınca cezalandırılması talebi ile mahkememizde kamu davası açılmıştır.

İDDİA MAKAMI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA:Sanık hakkında silahlı terör

örgütüne üye olma suçundan kamu davasının açıldığı, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

Sanık hakkında ankesörlü ve sabit hatlardan ardışık aranmalarının olduğunun HTS kayıtları ile sabit olduğu, FETÖ/PDY terör örgütünün bu yöntem ile asker kişiler ile örgüt içi haberleşme sağladığı, ayrıca tanıklar A…ve M….’in beyanlarından anlaşılacağı üzere sanığın FETÖ/PDY terör örgütü içerisinde faaliyet göstererek örgüte müzahir evlerde kaldığı, tanık A.. beyanı alınmadan önce sanığın tanık ile iletişime geçmeye çalıştığı, yine sanık hakkında farklı tarihlerde ancak aynı doğrultuda sanığın FETÖ/PDY terör örgütü mensubu olduğuna dair ihbarlar yapıldığı hususları birlikte göz önüne alındığında sanığın suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilemeyeceği, sanığınFETÖ/PDY terör örgütü ile organik bir bağ kurduğu ve çeşitlilik, süreklilik ve yoğunluk gösteren eylem ve faaliyetlerininbir bütün halinde silahlı terör örgütüne üye olma suçuna vücut vereceği kanaatine varılmakla,

Sanığın eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK’nın 314/2, 3713 sayılı TMK’nın 5/1, TCK’nın 53,

58/9, 63. maddeleri uyarınca CEZALANDIRILMASINA karar verilmesini kamu adına talep ve mütalaa olunur. “Şeklinde mütalaada bulunmuştur.

SAVUNMA

SANIK MÜDAFİİNDEN SORULDU: Müvekkilim hakkında ankesörlü arama konusunda atfedilen iddialara istinaden müvekkilim 3 defa aranmıştır 4 defa cevap vermiştir, müvekkilim rastgele aranmıştır ayrıca yazılı olarak savunma yapacağız, müvekkilim ardışık olarak aranan yer ile ikamet ettiği yer çok yakındır buna ilişkin belgeleri sunuyoruz, tanık beyanları da 20 yıl öncesine ilişkindir, 17/25 Aralık dönemine ilişkin bir bilgi ve belge yoktur. “Şeklinde savunmada bulunmuştur.

ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAAYA KARŞI SANIK SAVUNMASINDA:

Ben suçlamaları kabul etmiyorum, terör örgütü ile bir bağlantım olmamıştır, hiç bir zaman yolum kesişmemiştir, 2001 yılında M… ve A… beyanlarını kabul etmiyorum, ben örgüte müzahir evlere gitmedim. Suçsuzum Beraatimi istiyorum. “Şeklinde savunmada bulunmuştur.

ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAAYA KARŞI SANIK MÜDAFİİ SAVUNMASINDA:

Yazılı savunmamızı tekrar ediyoruz, bahse konu aramalar sadece 4 defa yapılmıştır, bu aramalar mahrem imam tarafından yapılmamıştır, söz konusu aramalar yargıtay içtihatlarına göre örgütsel aramalar değildir. Bu aramalar ardışık değil, son arama müvekkilimin eşi tarafından yapılmış, arama mesainin başından bitimine kadar 15 kere müvekkilim aranıyor, ulaşılamadığında H..l aranıyor, müvekkilim ile  aynı devre değildir. Müvekkilimin aranması, eşinin ev aramasından kaynaklıdır. Söz konusu arama müvekkilimin ev arama ve tutmaya ilişkindir. Müvekkilimin eşinin cep telefonu da vardır, ancak gün içinde hiç cep telefonu ile arama yapılmamış, aramanın mesai saati içinde yapılması, aranan ardışık şahsın bir arama vardır o da müvekkilim ile aynı devrede kişi değildir, müvekkilimin eşi tarafından gün içinde hiç aranmaması da lehimizedir, ortada şüphe vardır, ve şüpheyi giderecek bir delil de yoktur, A…r beyanında yakın tarihli olayı hatırlamayıp daha uzak tarihli bir olayı hatırlıyordu, müvekkilim ile bir husumeti olduğunu düşünüyoruz. Diğer tanık beyanları da ortaokulu yıllarına ilişkindir, bu beyanları kabul etmiyoruz, bu husus müvekkilimin aleyhine değerlendirilmemesi gerektiğini düşünüyoruz, ankesör araması düştüğünde iki tanık beyanı kalıyor bunlarda 17/25 aralık döneminden öncedir cezalandırmaya yeterli bir delil yoktur bu nedenle müvekkilimin beraatini talep ediyoruz. “Şeklinde savunmada bulunmuştur.

TANIK BEYANLARI

TANIK H.L YEMİNLİ BEYANINDA: Yanımda bulunan şahsı

tanıyorum, ismi M…l’dır, Benim hakkımda yürütülen bir dava kaydı vardır şu anda dosyam istinaf aşamasındadır, 6 Yıl 3 Ay ceza aldım kendi dosyamda, benim dosyamda da bir çok kişi ile ardışık aranmam görünüyordu, bölükteyken dışarıya malzeme almak için asker çıkartıyorduk, esnaf ile olan ve asker ile olan iletişimimizde şahısların beni sabit hattan aradığını düşünüyorum. M..it’in eşi ile görüştüğümü hatırlamıyorum ancak çalıştığımız yerde odalarımız yan yanıydı.Bu nedenle eşi beni aramış olabilir ancak ben eşi ile görüştüğümü hatırlamıyorum. Benim FETÖ/PDY terör örgütü ile bir bağlantım yoktur. Ben etkin pişmanlıktan yararlanmadım. “Şeklinde beyanda bulunmuştur.

TANIK A....YEMİNLİ BEYANINDA: Ben yanımda bulanan şahsı M..rak bilirim, bu kişi ile Askeri okula girdikten sonra Fetullahçı Terör örgütü aynı memleketten olmamızdan dolayı bizi ekip haline getirdiler, bizimle beraber E.n isimli kişi de vardı, o dönem görüşüğüm kişiler sürekli değişti, okuldayken en son görüştüğüm kişi T..k isimli biriydi, ben burada kimseye iftira atmıyorum, kendisine sorulabilir. 2001-2006 tarihleri arasındagorusuyorduk.

TANIK M..YEMİNLİ BEYANINDA: Ekranda gördüğüm M..l isimli

kişidir, bu kişi ile 2000- 2001 yıllarında cemaat içinde aynı gruptaydık, 1 yıl beraberdik, kendisi daha sonra sağlık astsubaylık okulunu kazandı, ben normal liseye başladım. O dönemde üniversite de olan abiler vardı bizi lise sınavlarına hazırlıyorlardı.O dönem bana ders çalıştıran kişi Abdullah isimli ev abisiydi, ben o dönem cemaat için değil kendim geleceğim için okuyordum, Sakarya dershanesinin yaptığı bir sınav vardı deneme sınavı bu sınavdan sonra bizi çağırmışlardı, sizle ilgilenecek olan abiler var demişlerdi. Ben M..t ve B.. isimli arkadaş ile beraberdik. “Şeklinde beyanda bulunmuştur.

TANIK H.. YEMİNLİ BEYANINDA: Ekranda gördüğüm kişiyi tanımıyorum,

M…i simli birini de hatırlamıyorum. 25/03/2015 tarihinde ben İstanbul’da öğrenciydim, Ben Bylock kullanmadım ve sanığın ismini de ilk defa duydum, ben darbe teşebbüsünden cezaevindeyim, benim bir bağlantım yok, ben Jandarma subayıyım. “Şeklinde beyanda bulunmuştur.

TANIK A… YEMİNLİ BEYANINDA: M…isimli birini

tanımıyorum, ben fırıncıyım, 02….numaralı hat benim iş yerime aittir. Beni cemaatten arayan kimse olmadı. Ben örgüte yardım olarak da bir para vermedim, işçi olarak çalışıyorum ben. “Şeklinde beyanda bulunmuştur.

TANIK O. YEMİNLİ BEYANINDA: Ekranda gördüğüm şahsı

tanımıyorum, M… isimli birini de tanımıyorum. Kaportacı olarak çalışıyorum, hakkımda yürütülen bir dava yoktur, cemaat ile bir ilgim yoktur. 0…numara bana aittir. Ardışık olarak aranmaya ilişkin bir bilgim yoktur, ben esnafım bunun için aranmış olabilirim örgütsel bir arama değildir, beni kim aradı bilmiyorum, cemaatten arayan kimse de olmadı. Cemaate bir yardımım da olmadı. “Şeklinde beyanda bulunmuştur.

TANIK R… YEMİNLİ BEYANINDA: H… eşimin arkadaşı olur,

ben ev aramak için Yenimahalleye gitmiştim, hatırladığım kadarıyla KPSS kursuna gitmiştim, denemeden çıktım, mesai sonuna doğru eşimi aramak için telefona baktım ancak şarjım bitmişti, ondan sonra sabit hattan eşimi aradım ancak ulaşamadım, h..’yı aradım. Ben eşimin telefonunu ezbere biliyorum. “Şeklinde beyanda bulunmuştur.

DELİLLER

Savunma, kolluk tespit ve tutanakları, HTS analizine ilişkinrapor, ankesör soruşturmaları askeri mahrem yapı açıklaması, bu kapsamdaki etkin pişmanlık beyanları, sanık hakkındaki beyanlar ve tüm dosya kapsamı.

OLAY, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, TARTIŞILMASI VE HUKUKİ KABUL:

Öncelikle sanığa isnat edilen ardışık aramanın etraflıca irdelenmesi gerektiği, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2018/5526 Esas ve 2019/6842 Karar ile 2019/1582 Esas ve 2019/6838 Karar sayılı karalarında Askeri Mahrem Yapılanmanın ve bu yapılanma içerisinde iletişim metotlarının etraflıca izah edildiği görülmektedir.

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 2018/5526 Esas ve 2019/6842 Karar sayılı kararında özetle;

“FETÖ Askeri Mahrem Yapılanmasında, öncelikle iletişimde Randevulaşma sisteminin esas

alındığı, Randevulaşma sisteminin bir örgüt mahrem sorumlusunun, bir öğrenci ile(askeri personel) kontrol, buluşma veya toplantı amacı ile bir araya gelmesi ve bir sonraki görüşmenin o gün netleştirilmesi olduğu, örgütsel gizliliğin sağlanmasını teminen “dışardan bir telefon bulup arama” metodunun örgüt içinde özel bir iletişim şeklinin ortaya çıkmasına yol açtığı, her ne kadar iletişimde esas olan usulün “Randevulaşma Sistemi” olduğu kabul edilse de örgütün mahrem sorumlularının, sevk ve idaresi altındaki askeri personel ile deşifre olmayı engellemek maksadı ile irtibat kurma yollarından birisinin de; “Kamuya açık ve birbirinden bağımsız Market, Büfe, Kırtasiye, İddia Bayii ve Lokanta gibi işletmelerde bulunan ve ücret karşılığı kullanılan sabit (kontörlü/voip) hatlar ile Türk Telekom’a ait Ankesörlü telefon hatlar” olduğunun tespit edildiği, örgütsel gizliliğin sağlanması için örgütün askeri mahrem yapılanmasında; Ardışık Arama(Yakın zaman diliminde birbirini takip eden peşi sıra),Periyodik Arama(Farklı tarih ve zaman diliminde belirli gün aralığı dahilinde) ve Tek Arama şeklinde iletişimin gerçekleştirildiği ve irtibat sağlandığının saptandığı, yapılan soruşturma ve kovuşturmalar sırasında elde edilen bilgilerden, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün “Mahrem Yapısı” içerisinde faaliyet gösteren örgüt mensuplarının, kendi sorumlulukları altında bulunan asker şahısların telefon numaralarını, deşifre edilmelerinin önlenmesi ve örgütsel faaliyetlerinin sürdürülebilir olması amacıyla şifreleme metotları kullanarak kaydettiklerinin de tespit edildiği, bu metotların özetle On (10) Rakamına Tamamlama;Sondan İkili Rakam Bloklarını Çapraz Yer Değiştirme;Rakam Bloklarını Ters Yazma;Sondan 4 üncü Rakamı Dört (4) Arttırma;Sondan 2 nci ve 4 üncü Rakamı Yer Değiştirme;Telefon Numarasını Oluşturan Rakamlara

Bir Ekleme Bir Çıkarma;Telefon Numarasını Oluşturan Rakamları Kredi Kartı Numarasına Benzetme; Telefon Numarasını Oluşturan Rakamları Servis Sağlayıcı Operatör Kodunun İl Alan Koduna Değiştirme;99’a Tamamlama ve 100’e Tamamlama; Çaprazlama metodu; şeklinde olduğu, sonuç olarak; FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine sızmış mensuplarının çok az kısmına kriptolu haberleşme programı Bylock, Eagle vb. gibi programlar yüklediği, geri kalan mensupları ile özellikle geçmiş yıllarda kullandıkları bir sistem olan büfe, market ve benzeri yerlerdeki ücretli telefonlar veya kontörlü telefonlar ile haberleştikleri, örgütsel irtibatta asıl olan iletişim metodunun yüz yüze görüşme olduğu ve bir sonraki görüşmenin tarih ve yerinin bu esnada belirlendiği, bu mümkün olmaz ise tedbir anlamında her asker şahsın farklı ankesör ya da sabit hatlardan(market-büfe-bakkal vb.) aranmak(GEZEREK) suretiyle örgütsel iletişimin kurulduğu, arama işleminin genellikle tek taraflı ve kısa süreli olduğu, sadece sorumlu şahısların ARAMA işlemini yaptığı(askeri şahıs tarafından karşı arama yapılmadığı, askeri personelin de çok sık olmamakla birlikte mahrem sorumlusuna ulaşmak istedikleri durumlarda aradığı), sorumlu şahıs tarafından aranan askeri personelin büyük kısmının rütbe/makam olarak genelde denk olduklarının tespit edildiği(Örneğin; aranan Astsubay ise ardışık aranan kişide Astsubay, Subay ise ardışık aranan da Subay gibi), aynı şekilde kuvvetlerin de denk olduğu (Örneğin; aranan jandarma ise ardışık Jandarma, aranan KKK personeli ise ardışık KKK personelinin arandığı gibi), genel olarak her sivil yöneticinin sorumluluğunda birden fazla hücre bulunduğu ve hücrelerin 2-3 asker şahıstan (askeri öğrenci ve/veya muvazzaf personel) oluştuğu, bu asker şahısların da aynı Kuvvete mensup olup aynı rütbede bulundukları (istisnai olarak farklı rütbe ve/veya Kuvvetlere mensup asker şahıslardan bir hücre oluşabildiği, örneğin; sivil sorumlunun astsubaylardan oluşan grubunun yanında astsubaylıktan subaylığa geçen askeri personelle de ilgilenebileceği), tek ankesör ya da sabit hattan (market-büfe-bakkal vb.) farklı asker şahısların aranmasının; arka arkaya arama(ARDIŞIK ARAMA) şeklinde olması durumunda, aramanın örgütsel olduğu kanısını güçlendirdiği, ayrıca aynı ankesör/sabit(büfe-market vb.) hattan arka arkaya (ARDIŞIK) arama yapılmasının; mahrem sorumlu şahsın tedbirsizliği ve işin kolayına kaçmasından kaynaklandığı, daha çok gizliliğe uymayan MAHREM İMAMLAR tarafından yapıldığı, aramaların kısa olmasının nedeninin ise askeri personelin daha önceden yeri ve zamanı kararlaştırılan görüşmeye gelinmemesi gerektiği veya gelip gelemeyeceğinin teyit edilmesi ya da görüşmeye gelmeyen kişiye gelecek görüşme yer ve zamanının bildirilmesi veya daha önceden kararlaştırılan yer ve tarihin değişmesinden dolayı yapılan aramalar olmasından kaynaklı olduğu, aramaların genellikle mesai saatleri dışında yapıldığı, sorumlu şahsın, askeri personeli aradıktan sonra tedbir amaçlı ilgisiz ve alakasız kişileri de ankesörle arayarak bu bütün içerisinde hedeflerin kaybolmasının amaçlandığı, genellikle on beş gün, ayda veya iki ayda bir kez iletişime geçilerek buluşmalar ve toplantıların gerçekleştirildiği, bu görüşmede bir sonraki buluşma tarihinin kararlaştırıldığı, bir aksaklık olmadığı müddetçe yeniden bir aramaya ihtiyaç duyulmadığı, bazen mahrem sorumlu tarafından, sorumlu bulunan gruplarla ilgili grup içerisinde bulunan tek şahsın arandığı ve bu şahıstan gruptaki diğer şahsa veya şahıslara bilgi vermesini istediği, aramanın sadece büfe, lokanta, market vs. kontörlü arama yapılabilen yerler olmadığı, ayrıca ankesörlü telefonlar ile kontörü olmadığından bahisle rica yolu ile işyerlerinde mevcut sabit hattan da arama işlemi yapılabildiği, genel olarak Yüzbaşı ve üstü rütbedeki subaylarda, “birebir sorumluluk” esasının geçerli olmasından dolayı birden fazla asker şahsın oluşturduğu hücre sisteminin tercih edilmediği, mahrem yapı sorumlusunun kural olarak sorumlusu olduğu asker şahıs/şahıslarla aynı ilde ikamet ettiği ve aynı ildeki sabit hatlarla iletişim kurduğu, istisnai olarak sözde TSK Yapılanmasının bölge esaslı teşkilatlanması nedeniyle yakın ilde bulunan hatlarla da iletişim kurulabildiği, mahrem yapı sorumlusunun sorumlu olduğu örgüt mensubu asker şahısları aramasından sonra belirlenen buluşma yerinde aranılan hatların takılı bulunduğu cihazların götürülmemesi veya götürülse bile kapatılmasına yönelik tedbir uygulanmaya çalışıldığı, ancak istisnai durumların olabileceği, bu tedbirin ortak yer baz istasyonundan sinyal verilmesini ve/veya dinleme yapılmasını önleme amaçlı olduğu, daha önceden kararlaştırılan noktaya gelinmediği takdirde ya da mahrem imam il dışında ise ve periyodik zamanlarla bir araya geliniyorsa (2 haftada bir Cumartesi gibi) bir gün önce mahrem imamın arayarak çağrı bıraktığı, arama işlemi sonrasında gizlilik (son aradığı numaranın telefon hafızasında kalmasını önlemek)  ve sözde tedbir amaçlı olarak ilgisiz rastgele numaraların çevrildiği, redial (geri arama) tuşu ile son aranan kişinin tespitinin önlenmeye çalışıldığı, sivil yönetici unsurun sorumlusu olduğu asker şahsın numarasının son iki rakamını kendi telefon rehberinde “10”, “100” veya “99” rakamına tamamlayacak şekilde kayıt etmesinin en fazla başvurulan tedbir yöntemlerinden biri olduğu, bu nedenle yanlışlıkla numaraların şifrelenmiş haliyle yapılan aramaların da gerçekleşebildiği, yapılanmada her yönetici sivil unsurun deşifre olmamak amacıyla kendi tedbir ve iletişim metodunu kendisinin belirlediği, (Bu metotlardan birisine örnek vermek gerekirse kısa süreli arama, cevapsız çağrı bırakma, aynı hattan parça parça kısa süreli arama vb.), mahrem yapı içerisindeki irtibatın ve şifreleme tekniğinin deşifre olmaması amacıyla çok sayıda şifreleme tekniğinin kullanıldığı anlaşılmıştır.

Günümüzde iletişim aracı olarak cep telefonlarının kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun ve kabul edilen bir gerçek olmasına karşın, kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat ve ankesörlü hatlar üzerinden asker şahıslarla GEZEREK ya da ARDIŞIK şeklinde yapılan aramaların; örgütün “gizlilik” ve “deşifre olmama” kuralına uygun olarak Askeri Mahrem Yapılanmasının irtibat kurma yöntemlerinden biri olup FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün MAHREM İMAMLARI tarafından örgütsel amaçlı, örgütsel haberleşmeyi sağlamak amacıyla gerçekleştirildiği kanaatine varılmıştır.

Bir asker şahsın; örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olacağında kuşku yoktur.” hususları ifade edilmiştir.

Dosyamız sanığı kapsamında tüm dosya içeriği incelendiğinde;

*Samsun Valiliği İl Emniyet Müdürlüğünün 19/02/2020 tarihli yazısı ekinde bulunan HTS inceleme ve tespit tutanağına göre, sanığın Samsun ilinde …..le ardışık olarak arandığı;

*Sanığın kullandığı GSM numarası ile HTS listesi alınan toplam3 (üç) ankesör – ücretli sabit telefon ile 14 (on dört) irtibatının bulunduğu, sanığın bu aramalardan 5 dakika öncesi/sonrası  yapılan ardışık arama kaydının bulunduğu;

*02/12/2019 tarihli tutanak ile sanığın Bylock kaydının bulunmadığı, *03/03/2019 tarihli havuz sorgusunda sanığın Bank Asya kaydının bulunmadığı, dernek ve sendika üyeliğinin bulunmadığı,

*24/09/2019 tarihli Samsun Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan tutanak ile şahıs EGM personeli olmadığından hakkında örgüt kodlaması şeklinde veri bulunmadığı,

*02/10/2020 tarihli Hakkari Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan tutanak ile sanığın Hakkari ilinden ardışık arama kaydı bulunmadığı,

*22/10/2020 tarihli Tunceli Valiliği İl Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan tutanak ile sanığın Tunceli ilinden ardışık arama kaydı bulunmadığı ancak bir adet tekil arama kaydının bulunduğu,

*Sanık hakkında M…….ır isimli şahısların etkin pişmanlık kapsamında teşhiste bulunduğu, hususları tespit edilmiştir.

Tüm dosya kapsamı ve dosyada mevcut tüm deliller incelendiğinde, sanığın  kullandığı GSM numarası ile Samsun ilinde HTS listesi alınan toplam3 (üç) ankesör – ücretli sabit telefon ile 14 (on dört) irtibatının bulunduğu; sanığın bu aramalardan 5 dakika öncesi/sonrası yapılan ardışık arama kaydının bulunduğu ve sanık hakkında 2 farklı şahsın fotoğraf teşhisi bulunduğu iddiası ile kamu davası açıldığı, bu hususta ardışık arama kaydında isimleri geçen şahısların tanık sıfatı ile Mahkememizce dinlendiği, ancak dinlenen şahıslardan A.. fırıncı olarak çalışmakta olup askeri personel sıfatını taşımadığı, aynı şekilde O..isimli şahsın dinlendiği ve kaportacı olarak çalışmakta olup askeri personel sıfatını taşımadığı, ayrıca yine askeri personel olmayan İ.. yargılamayı uzatmamak adına beyanlarının dosyaya bir yenilik katmayacağı düşünülerek dinlenilmesinden vazgeçildiği, askeri personel olmayan sivil vatandaşların ardışık arama kriterlerine uymadığı bu sebeple dinlenen tanıkların sanık aleyhine delil teşkil etmediği, dosyada ardışık arama kaydı olarak tespit edilen şahıslardan yalnızca H….n askeri personel olarak görev yaptığı, sanığı tanıdığı ancak örgütsel faaliyeti hakkında bir bilgisi veya görgüsü bulunmadığı, ayrıca sanığın istikrarlı şekilde H…’i ve kendisini eşinin sabit hattan aradığını beyan ettiği, tanık olarak dinlenen sanığın eşi R…’ın bu durumu doğrular nitelikte eşini sabit hattan aradığını, bazı zamanlar eşine ulaşamaması sebebi ile tanık Ha..’i aradığını bu sebeple ardışık olarak aranmış görünüyor olduklarını beyan ettiği, dinlenen tanık beyanları ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince ardışık olarak kabul edilebilecek tek aramanın örgütsel bir arama olmadığına kanaat getirildiği, ayrıca sanık hakkında M….ve A.isimli şahısların etkin pişmanlık kapsamında fotoğraf teşhisinde bulunduğu, Mahkememizce M.. ve A…n tanık olarak dinlendiği, tanık M… sanığın örgütsel faaliyetine ilişkin bildiği hususların 2001 yılına, tanık Aın sanığın örgütsel faaliyetlerine ilişkin bildiği hususların ise 2001-2006 tarihlerine ait bilgi ve görgüden ibaret olduğu, bu sebeple 2001-2006 yılları arasındaki faaliyetlerin sanık hakkında örgüt üyesi olduğuna kanaat getirmek için yeterli delil kabul edilemeyeceği, 02/12/2019 tarihli tutanak ile sanığın Bylock kullanmadığının, 03/03/2019 tarihli tutanak ile de Bank Asya kaydının, dernek ve sendika üyeliğinin bulunmadığının anlaşıldığı; tüm bu hususlar dikkate alındığında iddianamede bahsi geçen ardışık arama kayıtlarının Yargıtay içtihatları doğrultusunda aranan ardışık arama kriterlerine uygun olmadığı, yalnızca tek bir aramanın kriteri sağladığı ancak bu hususun da Mahkememizce dinlenen tanık beyanları ile şüpheli hale geldiği,  2001-2006 tarihlerinden sonra da sanığın fetö terör örgütü ile irtibatının ve iltisakının bulunduğuna dair dosya kapsamında delil bulunmadığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi karşısında sanığın ardışık arandığına dair kesin ve net bir kanaate varılamadığı, kaldı ki bu konuda eylemlerde süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk kriterlerinin aranması gerektiğine yönelik birçok Yargıtay içtihadının bulunduğu, somut olayda sanık açısından süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk unsurlarının gerçekleşmediği, dosya kapsamında mevcut delillere göre sanığın FETÖ örgütünün hiyerarşisine etkin şekilde dahil olup örgütsel eyleminin tespit edildiğini gösterir herhangi maddi bir delile ulaşılamaması nedeniyle sanığın atılı suçu işlediği hususunda şüphe oluştuğu, bu şüphe karşısında sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğinin kabul edilmesine yasal olanak bulunmadığı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği anlaşılmakla sanığın CMK 223/2-e maddesi gereğince atılı suçtan beraatine karar verilmesi gerekmiştir.

İzah edilen gerekçelerle aşağıdaki hüküm Türk Milleti Adına tesis edilmiştir.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Her ne kadar; sanık hakkında Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma  suçundan eylemine

uyan Türk Ceza Kanunu 314/2, Terörle Mücadele Kanunu 5/1,  Türk Ceza Kanunu 53, 58/9 ve 63 maddeleri gereğince cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de; sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden atılı suçtan 5271 sayılı Cmk’nın 223/2-e maddesi gereğince BERAATINA,

2-Sanığa şahsi hürriyeti sınırlama sonucunu doğuran bütün haller nedeniyle geçirdiği süre

nedeniyle CMK. 142/1-2 maddesi uyarınca; İstem, zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanmak üzere; Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat isteminde bulunabileceğinin ve CMK. 141/1.e maddesindeki “Suç soruşturması veya kovuşturması sırasında; Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen kişiler, maddî ve manevî her türlü zararlarını, Devletten isteyebilirler” hakkının hatırlatılmasına,

3-Sanık duruşmalarda kendisini müdafii ile temsil ettiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre hesap ve takdir edilen 6.810,00 TL vekalet ücretinin hazineden alınarak SANIĞA VERİLMESİNE,

4-Karar kesinleştiğinde bir örneğinin 5320 Sayılı Kanun’un 16. maddesi gereğince

soruşturmada görev alan kolluk birimine bildirilmesine,

5-Sanık hakkında beraat kararı hükmedildiğinden sanık hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin

KALDIRILMASINA,

6-Sanığın beraatine karar verilmiş olmakla, CMK’nın 327/1 maddesi gereğince sanığın kusurundan ileri gelen yargılama gideri bulunmadığından, yapılan tüm yargılama giderlerinin CMK’nın 324-330. maddeleri gereğince Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına,

Dair yüze karşı verilen kararın tefhiminden, yoklukta verilen kısa karara ait gerekçeli kararıntebliğinden itibaren verilen hüküm yedi gün içinde mahkememize verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek üzere katibe yapılacak sözlü başvuru veya ceza infaz kurumuna veya tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle  istinafa tabii olup Van Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere,Cumhuriyet Savcısının huzurunda ve sanık ve sanık müdafinin yüzüne karşı mütalaaya aykırı olarak oy birliği ile verilen karar açıkça okunup gerekçesi ana çizgileri ile anlatıldı.11/11/2020

Başkan 139844 Üye 190409 Üye 234792 Katip 223140 

E-İmzalıdır            E-İmzalıdır     E-İmzalıdır     E-İmzalıdır

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap