2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunun 24. maddesi ve Doçentlik Sınav Yönetmeliğinin hükümleri uyarınca Doçentlik sınavlarını düzenlemek ve ilgili yönetmelik gereğince doçent adaylarının yayın ve araştırmalarının değerlendirilmesi ve doçentlik sınavı ile ilgili esasları tespit etmek ve jürileri seçmek görevi Üniversitelerarası Kurul Başkanlığına verilmiştir.

Bilindiği üzere başvuru sonrasında gerekli incelemeler yapılarak asgari koşulları sağlayan adayların dosyalarını incelenmek üzere 5 asıl 2 yedek toplamda 7 jüri üyesi belirlenmektedir. Ancak Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından dosyalar asıl ve yedeklere aynı anda gönderilmektedir. Şimdilerde ise Doçentlik Bilgi Sisteminden(DBS) aynı anda asıl ve yedek üyelerin erişimine açılmaktadır. Yedek jüri üyeleri tarafından yapılan sübjektif, somut bilgi ve belge içermeyen raporlar dolayısıyla adaylar mağdur edilmektedir.

Doçentlik Sınav Yönetmeliğinin 6. Maddesinin 5. Fıkrasında yer alan “…Beş üyeden oluşan jürilerde en az üç üyenin, üç üyeden oluşan jürilerde ise en az iki üyenin, eser ve diğer faaliyetlerden adayı başarılı bulması halinde aday başarılı sayılır… şeklinde yer alan hüküm gereğince eser inceleme aşamasından başarılı olan ve doçentlik unvanı almaya hak kazanan adaya haksız şekilde yedek jüri üyelerinden birinin “asgari koşulları sağlamıyor” ya da “etik inceleme gerekli”  yönünde rapor düzenlemekte ve bu raporlar genelde sübjektif olmakta ve somut bilgi ve belge içermemektedir. Jüri üyelerinin değerlendirmeleri genelde sübjektif ve hukuka aykırı yaklaşımlarla adayların sürecinin uzatmakta daha da ileri giderek başvuruyu iptal etmekte veya adayları başarısız sayarak adayları mağdur etmektedir. Bu durumda asıl jüri üyelerinin raporları yok sayılmaktadır.

Sınav jürilerinde asıl ve yedek ayrımının yapılmasının yegâne sebebi asılın mazeret bildirmesi halinde yedeğe beklenmeksizin gönderilmesidir. Birkaç örnek vermek gerekirse;

– Üniversitelerde kadro için yapılan başvurularda başvuran adayların dosya incelemeleri ile görevlendirilen jürilerden asıl olanlar mazeret bildirmeden yedekler devreye girememektedir.

–  Kamu tarafından açılan kadrolarda gerekli aşamaları geçen kişiler arasında asıl yedek ayrımı yapılmış ise asıl hakkından vazgeçmeden yedeğin çağrılma ihtimali yoktur.

– Doçentlik Sınav Yönetmeliğinin 7. Maddesi kapsamında etik inceleme geçiren adayların dosyaları hakkında etik komisyon tarafından belirlenen asıl bilirkişiler mazeret bildirmeden yedeğe dosya gönderilmez.

2457 Sayılı Kanunun 24. Maddesinde “…Doçentlik sınav jürisinde yer alan asıl ve yedek üyeler, adayın yayın ve çalışmalarını değerlendirerek hazırladıkları ayrıntılı ve gerekçeli kişisel raporlarını Üniversitelerarası Kurula gönderirler. Asıl üyelerin hukuken geçerli bir mazerete dayalı olarak raporunu verememesi halinde, yedek üyelerin raporları, sırasına göre değerlendirmeye esas alınır.”  Hükmü yer almaktadır. Benzer hükmün aynısı Doçentlik Sınav Yönetmeliğinin 6. Maddesinin 4. Fıkrasında yer alan “Asıl üyelerin geçerli bir mazeret olmaksızın raporunu süresi içinde Doçentlik Bilgi Sistemine (DBS) yükleyememesi halinde, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından bu kişinin jüri üyeliği iptal edilir ve yedek üyelerin raporları sırasıyla değerlendirmeye alınır. Şeklinde düzenlenmiştir. Hükümden de açıkça anlaşıldığı üzere asıl üye mazeret bildirmeden yedek üyenin raporunun dikkate alınmaması gerektiğidir.  Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı asıl üyeler herhangi bir mazeret bildirmeden ve bu mazeret gerekli makamlar tarafından kabul edilmeden dosyalar yedek üyeye gönderilmekte ve mağduriyete sebep olmaktadır. Yapılan bu usul hatası nedeniyle adayın sürecinin uzamasına neden olmakta, başvurular iptal edilmekte ve adaylar başarısız sayılmaktadır. ÜAK’ ın bu hatalı ve mevzuata aykırı uygulamadan derhal vazgeçmesi gerekmektedir. Dosyaları sadece asıl üyenin erişimine DBS üzerinden açması gerekmekte asıl üyelerden mazeret bildiren olması halinde yedeklerin rapor tanzim etmesi gerekmektedir.   

Yorum yapılmamış

  1. “(4) Asıl üyelerin geçerli bir mazeret olmaksızın raporunu süresi içinde Doçentlik Bilgi Sistemine (DBS) yükleyememesi halinde, Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından bu kişinin jüri üyeliği iptal edilir ve yedek üyelerin raporları sırasıyla değerlendirmeye alınır.” Maddesi uyarınca halihazırda yedek üyelerin tanzim ettikleri rapoların değerlendirilmiyor olması gerekmez mi?

  2. Merhabalar: Tam olarak demek istediğimizde bu aslında. Yedek jürilerin raporlarının dikkate alınması bu hüküm uyarınca mevzuata aykırı olup, birçok adayı mağdur etmektedir. Fakat maalesef ÜAK bu uygulamasında ısrar etmektedir.

  3. 2018 yılına ait bu yazınızı biz doçent adayları gönülden desteklememize rağmen, asil üyeler dururken, yarım- yamalak, noksan eser incelemesi ve gerekçesiz (iddialarını ispatına yönelik herhangi bir kanıt göstermeden, kişisel görüşe dayanarak; özellikle indeks konusunda) yedek jüri üyeleri yüzünden etik incelemede 2020 tarihinden başlayarak 1 yılı aşkın sürede “süründürülen” adayların hakkını gasp eden, birilerine 15 günde doçentlik veren uak ın haksızlıklarının bedelini hiç bir mahkemenin ödeteceğine kanaatim yok; uak sayesinde “bilim” öldü, “film”ler çağ atladı… (bakınız khk ile ihraç edilen doçent ve profesörler listesi…)

  4. aynı dergiyle doçent olanı da, etik ihlali ile dosyası başarısız bulunanı da gördü bu gözler… “uak ta adamınız varsa doçentsiniz, yoksa “sürünenler” listesinde nomber one olursunuz” ; kural net ve açık…

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap