Sözlü mülakat sonucunda başarısız bulunarak kamu hizmetine alınmayan Polis Meslek Yüksekokulu mezunu, işlemi yargıya taşıdı. İşlemin iptaline karar veren İdare Mahkemesi, Danıştay’ın bozma kararına uymayarak kararında ısrar edip yeniden iptal kararı verdi.

Davaya bakan Ankara 12. İdare Mahkemesi‘nce ilk olarak 15.05.2017 tarihinde işlemin iptaline karar verildi. Bu karar davalı idarenin temyizi üzerine Danıştay 12.Dairesi’nin 15.05.2108 tarihli kararıyla bozulmuştu. Buna karşılık Ankara 12. İdare Mahkemesi, oyçokluğuyla bozmaya uymayarak dikkat çekici ve kayda değer bir gerekçeyle evvelki kararında ısrar edip, dava konusu işlemin bir kere daha iptaline karar verdi. Karar ayrıca pdf olarak aşağıda paylaşılmaktadır.

  

          T.C.
ANKARA
12. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO                  : 2018/2658
KARAR NO             : 2018/2516

DAVACI                   :
VEKİLİ                     :
DAVALI                   : Emniyet Genel Müdürlüğü – ANKARA
VEKİLİ                     : Huk. Müş. – Aynı Yerde

İSTEMİN ÖZETİ    : Afyonkarahisar Polis Meslek Yüksekokulu mezunu olan davacı tarafından, Afyon Bölge Merkezi’nde 20.06.2015 tarihinde yapılan Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara İlişkin Mülakat Sınavı ile kendisinin başarısız sayılmasına ilişkin işleminin; objektiflikten uzak olduğu, başarı ile mezun olan davacının ayrıca sınava tabi tutulmasının hukuki güvenlik ilkesine, Anayasa’da düzenlenen hukuk devleti ilkesine ve kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddia edilerek iptali istemiyle açılan davada, 3201 sayılı Yasa’nın Ek-1 maddesine eklenen düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacının, talimatta belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde sınava tabi tutulduğu, kendisine seçtirilen soru yüksek sesle okutturularak cevaplanması istenmesi suretiyle değerlendirildiği, yeterli puan alamadığından başarısız sayılarak aday polis memuru olamaz kararı verildiği, işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

 Karar veren Ankara 12. İdare Mahkemesi’nce, Mahkememizin 15/05/2017 tarih ve E:2016/4443, K:2017/1446 sayılı kararının Danıştay 12. Dairesi’nin 15/05/2018 gün ve E:2018/871, K:2018/2131 sayılı kararı ile bozulması üzerine dava dosyası yeniden incelendi, bozma kararına uyulmayarak işin gereği görüşüldü:

Dava; Afyonkarahisar Polis Meslek Yüksekokulu mezunu olan davacı tarafından, Afyon Bölge Merkezi’nde 20/06/2015 tarihinde yapılan Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara İlişkin Mülakat Sınavı ile kendisinin başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

Anayasamızın “Cumhuriyetin nitelikleri” başlıklı 2. maddesinde; “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” hükmüne yer verilmiştir.

Hukuk devleti kavramından; Devlet’in, hakimiyetinin olduğu topraklar üzerinde yaşayan gerçek ya da tüzel kişilerin, ayrım gözetilmeksizin tamamına hukuksal korumanın sağlandığı, hukuk dışı bir muameleye tabi tutulduklarında ise bu muamelenin yarattığı maddi hak kaybını ya da manevi tahribatı giderecek etkili yolların tanındığı Devlet anlaşılmaktadır.

Bu hukuksal korumanın tam anlamıyla sağlanabilmesi için de; Anayasamızın 125. maddesinde; “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” şeklindeki emredici hükme yer verilmiştir.

Anılan 125. maddedeki yargı yolunun açık olması ile ifade edilmek istenen sadece şekli olarak bu yolun tanınmış olması değil, aynı zamanda etkili bir denetimin sağlanmasıdır.

Bu nedenle sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin de tüm idari işlemlerin yargısal denetiminde olduğu gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden yargısal denetiminin yapılması esastır. İdari işlemin yetki, şekil gibi salt usule ilişkin unsurları ile sınırlı olarak yapılacak bir yargısal denetim, hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvenceyi temin etmeyecektir.

657 sayılı Yasanın 3. maddesinde, “sınıflandırma”, “kariyer” ve ”liyakat” ilkeleri bu Kanunun temel ilkeleri olarak belirlenmiş; kariyer ilkesi, Devlet memurlarına yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde,sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlamak, liyakat ilkesi ise, Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini yeterlilik sistemine dayandırmak ve sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmak olarak tanımlanmıştır.

Görüldüğü üzere Yasa, devlet memurluğunu bir meslek olarak kabul etmekte ve bunlara sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlanmasını, sınıflar içinde ilerleme ve yükselme istemlerinin liyakat sistemine dayandırılmasını öngörmektedir.
Bu iki ilkenin temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme kavramı yatmakta olup, kamu hizmetlerinin etkin ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesinin tek güvencesinin de, hizmetin yetişmiş, ehil kamu görevlilerince yerine getirilmesinden geçeceği de tabiidir.

Kamu hizmetlerinin ehil ve yetişmiş kamu görevlileri eliyle yürütülmesi için yapılan sözlü sınavların, kariyer ve liyakat ilkelerine uygun, objektif ve aynı zamanda yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden yargısal denetime imkan tanıyacak şekilde yapılması esas olmalıdır. Nitekim, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (1/a) bendi gereğince iptal davalarında, idari işlemlerin yetki ve şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden yargısal denetime tabi tutulması zorunlu bulunmaktadır. Dolayısıyla sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin yargısal denetimini sağlayacak alt yapının tüm unsurlarıyla oluşturulmasını sağlamak hukuka bağlı idarenin görevidir.

03 Haziran 2015 tarih ve 29375 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklara Uygulanacak Sınav Yönetmeliğinin “Sınav şekli ve esasları” başlıklı 8. maddesinde;

(1) Soru Hazırlama Komisyonu tarafından bastırılan sorular arasından adaylara soru kartı çektirilerek cevaplaması istenir. Komisyon tarafından adaya konu ile ilgili ilave sorular sorulabilir.

(2) Sınav komisyonları tarafından yapılacak sözlü sınavda adaylar;
a) Mesleki bilgi düzeyi,
b) Bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü,
c) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı,
ç) Liyakati, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu,
yönlerinden yüz tam puan üzerinden değerlendirilirler.

(3) Adaylar, Sınav Komisyonu üyeleri tarafından ikinci fıkranın (a) bendi için kırk puan, diğer bentlerde yazılı özelliklerin her biri için yirmişer puan üzerinden değerlendirilir ve verilen puanlar ayrı ayrı puan değerlendirme karar formuna işlenir. Komisyon üyelerinin ayrı ayrı vermiş olduğu puanların aritmetik ortalaması alınarak adayın sınav puanı tespit edilir.

(4) Adayın sınavda başarılı olabilmesi için yüz tam puan üzerinden en az yetmiş puan alması gerekir. Başarısız olan adayın aldığı puan ve gerekçesi puan değerlendirme karar formuna işlenir. Sınav sonuçları merkezi sınav komisyonuna bildirilir.

(5) Sınav sonuçları, Merkezi Sınav Komisyonu tarafından Polis Akademisi internet sayfasında ilan edilir.

(6) Başarılı olan adayların puan değerlendirme karar formları, adayın atamasına esas olacak belgelerle birlikte Personel Dairesi Başkanlığına gönderilir.

(7) Sınavda başarısız olan adayların değerlendirme karar formları ilgili eğitim kurumunca Emniyet Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatı arşiv hizmetlerine ilişkin mevzuat hükümlerine göre muhafaza edilir.

(8) Sınav komisyonu kararlarına itiraz edilemez.

Düzenlemesine yer verilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; Afyonkarahisar Polis Meslek Yüksek Okulu’ndan mezun olan davacının, 20/06/2015 tarihinde katıldığı mülakat sınavında ilgili Yönetmelik hükmüne göre;40 puan üzerinden değerlendirilecek “Mesleki bilgi düzeyi” kısmına, Komisyon Başkanı ve dört üye tarafından 10’ar puan,20 puan üzerinden değerlendirilecek “Bir konuyu kavrayıp özetleme ifade yeteneği ve muhakeme gücü” kısmına, Komisyon Başkanı ve üç üye tarafından 10’ar puan, bir üye 15 puan,20 puan üzerinden değerlendirilecek “Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı” kısmına, Komisyon Başkanı ve üç üye tarafından 10’ar puan, bir üye tarafından 15 puan,20 puan üzerinden değerlendirilecek “Liyakati, temsil kabiliyeti, tepki ve davranışlarının mesleğe uygunluğu” kısmına ise, Komisyon Başkanı ve iki üye tarafından 10’ar puan diğer iki üye tarafından 15’er puan verildiği, verilen puanların aritmetik ortalaması olarak 44 puanın takdiri ile sınavda sorulan sorulardan “insan haklarının temel felsefesini açıklayamadı, ikna kabiliyeti liyakatı zayıf” gerekçesi ile aday polis memuru olamaz denilerek davacının başarısız sayılması üzerine, bu işlemin iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlık konusu olayda; davacının katıldığı mülakat sınavında başarısız olarak değerlendirilmesi işleminin hukuka uygunluk denetiminin Anayasanın 125. maddesinde ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde belirlenen hukuki sınırlar içinde yapılabilmesi için davalı idarece, davacıya ait puan değerlendirme karar formunda, somut bilgi ve belgeye dayandırılması mümkün olan “Mesleki bilgi düzeyi” kısmına Komisyon Başkanı ve dört üye tarafından 40 puan üzerinden10’ar puan verilmesinin gerekçesinin ortaya konulmadığı ve takdir edilen notlarla ilgili somut bilgi ve belgelerin sunulmadığı, ayrıca, davacıya sorulan ve davacının kurayla çektiği “İnsan haklarının temel felsefesi nedir?” sorusuna verilen cevabın ne olduğu konusunda hiç bir bilgiye yer verilmediği ve “insan haklarının temel felsefesini açıklayamadı, ikna kabiliyeti, liyakatı zayıf” gerekçesi ile aday polis memuru olamaz kararı verildiği, davalı idarenin savunması ve ekindeki sunulan dava konusu sınava ilişkin belgelerin incelenmesinden bu konuda tutanak tutulmadığının anlaşıldığı, yine davalı idarece dosya münderecatına sunulan dava konusu sınavda sorulan sorulara ve cevaplara ilişkin belgenin incelenmesinde; 27. sıra numaralı “insan haklarının temel felsefesi nedir?”sorusunun cevabının “bütün insanların insan haysiyetini, onurunu, şerefini, koruma niyeti insan haklarının temeli ve felsefesidir.” şeklinde belirtildiği;”insanhaklarının altın kuralı nedir?” şeklindeki 26. Sıra numaralı sorunun cevabının ise “sana yapılmasını istemediğin şeyi bir başkasına yapmamaktır, başka bir ifadeyle sana nasıl davranılmasını istiyorsan diğer insanlara da ayını şekilde davranmaktır. Bu altın kural bütün dinlerde bulunmaktadır. (empati).” şeklinde olduğu, oysa savunma dilekçesi ekinde sunulan Polis Akademisi Başkanlığı Afyonkarahisar Polis Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü’nün 25/08/2015 tarihli yazısında, davacıya söz konusu sınavda “davacının çektiği ve cevaplaması gereken 27 sıra numaralı sorunun” İnsan haklarının temel felsefesi nedir” sorusu olduğu ve bu soruya ait komisyon tarafından önceden hazırlanan soru havuzundaki cevabın da “sana yapılmasını istemediğin şeyi bir başkasına yapmamaktır. başka bir ifadeyle sana nasıl davranılmasını istiyorsan diğer insanlara daaynı şekilde davranmaktır. Bu altın kural bütün dinlerde bulunmaktadır (empati) ” şeklinde olduğu, davacınınçektiği iş bu soruyadair verdiği cevabın ilgili yönetmeliğe göre yetersiz kaldığı ve aday polis memuru olamaz kararı verildiğinin ifade edildiğinin görüldüğü, bu halde davalı idarece davacıya sorulan soruyailişkin hazırlanan cevabın hangi cevap olduğunun tereddüte yol açmayacak şekilde belirtilmediği, kaldı ki; “İnsan haklarının temel felsefesi nedir” şeklinde hazırlanan sorunun cevabının herkes tarafından bilinen ya da bilinmesi gereken objektif esaslara dayalı tek bir tanımının ve/veya cevabının olmadığı, aksine kişiden kişiye değişebilecek birden fazla tanımı ve/veya cevabının olduğu izahtan varestedir. Yine karar formunun diğer haneler yönünden soruların yanıtlarına komisyon üyelerince takdir edilen ve yönetmelikte belirlenen başarı düzeyinin altında olan puanların gerekçelerinin ortaya konulmadan değerlendirme formunda yer alan diğer hanelerin 10-15 puan aralığında takdir edilerek toplamda 44 puan takdir edildiği görülmüştür.

Bu durumda, dava konusu işlem bu yönlerden incelendiğinde; davacıya sorulan sorunun objektif esaslara dayanmayan ve birden çok cevabının olmasının yanında, değerlendirmenin objektifliği konusunda etkin denetim sağlanmasına imkan verecek şekilde davacının sorulan sorulara ne yanıt verdiği kayıt altına alınmayarak ve dava konusu işleme gerekçe olarak “insan haklarının temel felsefesini açıklayamadı, ikna kabiliyeti, liyakat zayıf” şeklinde göreceli ve soyut ifadelerle bir idari işlem olan sözlü sınavın yargı denetimi dışına çıkarılmasına yol açması nedeniyle, dava konusu mülakat sınavı sonucunda başarısız sayılma işleminde Anayasa hükmüne hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.

Açıklanan nedenlerle; Mahkememizin 15/05/2017 tarih ve E:2016/4443, K:2017/1446 sayılı kararında ısrar edilmesine, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 375,85-TL yargılama gideri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.090,00-TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davalı idare tarafından temyiz aşamasında yapılan 88,00 TL yargılama giderinin davalı idare üzerinde bırakılmasına, karar kesinleştikten sonra posta ücreti avansından artan miktarın ilgisine göre taraflara iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 21/12/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

 AZLIK OYU :

Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, mülakat sınav komisyonunun Emniyet Genel Müdürlüğü Kadrolarına Polis Memuru ve Komiser Yardımcısı Rütbelerine Aday Memur Olarak Atanacaklarda Uygulanacak Sınav Yönetmeliği’nin 7. maddesine uygun bir şekilde oluşturulduğu, mülakat sınav komisyonun soracağı sorular için ise Polis Akademisi Başkanlığı’nca ayrı bir sınav soru hazırlama komisyonunun oluşturulduğu, her bir adaya soru hazırlama komisyonu tarafından hazırlanan sorular arasından çektirilen sorunun sorulduğu, yine yukarıda belirtilen Yönetmeliğin 8. maddesi uyarınca, mesleki bilgi düzeyi, bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü, özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı, liyakati, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu, konularında yüz tam puan üzerinden değerlendirme yapılarak her üyenin vermiş olduğu puanların aritmetik ortalaması ile adayların sözlü sınav puanlarının tespit edildiği görülmektedir.

Uyuşmazlık konusu olayda, davacının katıldığı mülakat sınavının, 5 kişilik mülakat komisyonu üyelerince mesleki bilgi düzeyi, bir konuyu kavrayıp özetleme, ifade yeteneği ve muhakeme gücü, özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı, liyakati, temsil kabiliyeti, davranış ve tepkilerinin mesleğe uygunluğu kriterlerinin her bir komisyon üyesi tarafından ayrı ayrı değerlendirilmek suretiyle mülakat sınav puanı ortalamasının “44” olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.

Bu durumda; dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, sınav komisyonunun yukarıda yer verilen Yönetmelik hükümlerine uygun olarak oluşturulduğu, oluşturulan bu mülakat komisyonunca önceden başka bir komisyon tarafından hazırlanan sınav sorularından davacıya kura çektirilmek suretiyle soru sorulduğu, yapılan sınav sonucunda davacıya komisyon üyeleri tarafından ayrı ayrı not takdir edilmek ve bu notların aritmetik ortalaması alınmak suretiyle sınav değerlendirmesinin yapıldığı anlaşıldığından, davacı hakkında yapılan mülakat sınavında “44” puan alarak başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddi gerektiği düşüncesiyle aksi yönde oluşan karara katılmıyorum.

ANKARA 12. İDARE MAHKEMESİ K 2018-2516

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap