Hakkında 6 ardışık arama iddiası bulunan müvekkil hakkında Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesince BERAAT kararı verilmiştir.

Karar gerekçesinde ; 

…. sanığın örgüt üyeliğine ilişkin olarak dosya içerisinde bulunan tek delilin 6 adet ardışık arama kaydı olduğu; sanık ile birlikte ardışık olarak aranmış kişilerin sanığı tanımadıklarını belirttikleri, sanığı tanıdığını beyan eden tek tanığın …….  olduğu, bahsi geçen tanığın da beyanlarında, sanığın herhangi bir örgütsel faaliyetine rastlamadığını belirttiği, sanığın örgüt üyesi olduğuna ilişkin dosyaya yansıyan başkaca bir delilin olmadığı anlaşılmıştır…. ”  denilmiştir.

Mahkeme Ardışık aranan şahıslar arasında herhangi bir bağın olmaması , diğer ardışığın  yakın arkadaşı olduğu ve aramanın  ortak arkadaşlar tarafından yapılmış olabileceğini belirtilmiştir.  Aynı Husus Savcılık mütalaasında da ” ….ardışık aramaların farklı günlerde ve bazı günler mesai saati içerisinde gerçekleştiği, sanık ile ardışık aranan tanıklar Kerem Demirtaş ve Hacı Osman Karabenli’nin aynı harp okulunda öğrenim gördüklerini, arkadaş olduklarını, kendilerini diğer arkadaşlarının ard arda aramış olabileceklerini savunmalarının hayatın olağan akışına uygun olduğu, bu durumda sanığın ardışık aramalarının Yargıtay içtihatlarında aranan kriterlere uygun olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli, inandırıcı, somut delil bulunmadığından sanığın 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE karar verilmesi kamu adına mütalaa olunur.”  şeklinde ifade edilmiştir.

Dolayısıyla aramaların Salt ardışık olmasının Yargıtay 16. Ceza Dairesinin belirlemiş olduğu kriterler çerçevesinde dosyadaki Tanık Beyanları ve  Hayatın olağan akışı içerisinde beraber değerlendirilmesi çok önemlidir. Kararın bir kısmı ekte sunulmuştur.

HAKKARİ 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2021/38 Esas

KARAR NO : 2021/273

C.SAVCILIĞI ESAS NO : 2021/84

GEREKÇELİ KARAR

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

SANIK       : ……

MÜDAFİİ  : Av. ABDULLAH ENES BALTACI

GÖZALTI TARİHİ VE YERİ               : 08/12/2020-10/12/2020

TUTUKLANMA TARİHİ   :10/12/2020

TAHLİYE TARİHİ           : 18/01/2021

ATILI SUÇ  : Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma

ATILI SUÇ TARİHİ       : 08/12/2020

ATILI SUÇ YERİ          : HAKKARİ

KARAR TARİHİ           : 21/09/2021

Yukarıda kimliği yazılı sanık hakkında mahkememizde yapılan yargılama sonunda:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İDDİA : Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/84 esas sayılı iddianamesi ile; “şüpheli …. TCK md 314/2, 53/1, 58/9, 63, TMK md 5/1 maddeleri gereğince silahlı terör örgütüne üye olma suçundan cezalandırılmasına” dair karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunmuştur. 

İDDİA MAKAMI ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINDA: “Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kamu davasının açıldığı, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;

                Sanık hakkında ankesörlü ve sabit hatlardan ardışık aranmalarının olduğunun HTS kayıtları ile sabit olduğu, ancak ardışık aramalar incelendiğinde sanığın subay/üsteğmen olarak görev yaptığı göz önüne alındığında sanık ile farklı rütbelerde olan tanık .. ve …. ile de ardışık aranma kaydının bulunduğu, ardışık aramaların farklı günlerde ve bazı günler mesai saati içerisinde gerçekleştiği, sanık ile ardışık aranan tanıklar ….. aynı harp okulunda öğrenim gördüklerini, arkadaş olduklarını, kendilerini diğer arkadaşlarının ardarda aramış olabileceklerini savunmalarının hayatın olağan akışına uygun olduğu, bu durumda sanığın ardışık aramalarının Yargıtay içtihatlarında aranan kriterlere uygun olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli, inandırıcı, somut delil bulunmadığından sanığın 5271 sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca BERAATİNE karar verilmesi kamu adına mütalaa olunur.” şeklinde mütalaa sunduğu görülmüştür.

Tüm bu hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sanığın örgüt üyeliğine ilişkin olarak dosya içerisinde bulunan tek delilin 6 adet ardışık arama kaydı olduğu; sanık ile birlikte ardışık olarak aranmış kişilerin sanığı tanımadıklarını belirttikleri, sanığı tanıdığını beyan eden tek tanığın Hacı Osman Karabenli olduğu, bahsi geçen tanığın da beyanlarında, sanığın herhangi bir örgütsel faaliyetine rastlamadığını belirttiği, sanığın örgüt üyesi olduğuna ilişkin dosyaya yansıyan başkaca bir delilin olmadığı anlaşılmıştır.

 Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 13.11.2019 tarih ve 2018/5526 Esas- 2019/6842 Karar sayılı ilamında;

Asker bir şahsın; örgütün gizlilik ve deşifre olmamak kuralına riayetle, örgütün talimatı ile ve örgütsel irtibatı sağlamak maksadıyla kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe, kırtasiye, lokanta vb. gibi sair işletmelerde kurulu bulunan, ücret karşılığı kullanılan sabit hat veya ankesörlü hatlar ile mahrem imam tarafından arandığı, “her türlü şüpheden uzak, kesin kanaata ulaştıracak somut olgu ve teknik verilerle tespit edilmesi ve yargılama yapan mahkemenin de tam bir vicdani kanaate ulaşması halinde, kişinin örgütle bağlantısını gösteren hukuka uygun delil olacağı” belirtilmiştir. Buna göre sanığın silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine ilişkin tek delilin 6 adet ardışık arama kaydı olduğu, sanığın arandığı 26.08.2013 tarihinden sonraki Yargıtay kararları doğrultusunda ardışık aranma olabilecek ilk aranmasının  03.09.2014 tarihinde olmuş olması ve bu durumun da yine emsal ve benzer mahiyetteki Yargıtay kararları dikkate alındığında periyodik olarak aranma kriterlerine uymamış olması sebepleriyle, söz konusu iş bu delilin de sanık ile ardışık arandığı iddia olunan kişilerin tanık beyanları ile doğrulanmadığı hususu dikkate alındığında; emsal ve benzer mahiyetteki Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere sabit hatlardan başka sebepler ve mahiyetlerle yapılabilecek olan sınırlı sayıdaki aranmaların başkaca delillerle desteklenmemiş olduğu göz önünde tutulduğunda, mahkememizce sanığın üzerine atılı suçu işlediğine ilişkin olarak tam bir vicdani kanaate ulaşılamadığından ardışık arama kayıtları ile ilgili olarak söz konusu mevcut delil durumu da dikkate alındığında, mahkememiz heyetince sanığın üzerine atılı suça ilişkin kesin bir kanaate varılabilir mahiyette bir delil olarak kabul etmemekle beraber; sanığın mahkememiz huzurunda alınan savunması ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair savunmasının aksine, mahkumiyeti yönünde, vicdani kanı oluşacak yoğunlukta her türlü kuşkudan uzak kesin, yeterli ve inandırıcı kanıt bulunmadığı, ceza yargılamasında mahkumiyet kararı verilebilmesi için atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin hiç bir duraksamaya yer vermeyecek şekilde hukuka uygun elde edilen kanıtlarla kesin olarak kanıtlanması gerektiği, zira ceza adaletinde olasılıklara ve varsayımlara göre karar verilemeyeceği, aksine düşüncenin İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 6. ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 36. Maddesinde yazılı adil yargılama ilkelerine aykırı olacağı, bu hukuki gerçekler ve ceza hukukunun şüpheden sanık yararlanır evrensel ilkesi göz önüne alındığında; yüklenen suçun sanık ….. tarafından işlendiği sabit olmadığından, sanığın beraatine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H  Ü  K  Ü  M   : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Sanık ……  hakkında her ne kadar Silahlı Terör Örgütü Üyesi Olma suçunu işlediği iddiasıyla eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 314/2, 58/9. maddeleri ile 3713 sayılı TMK’nın 5/2 maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de , sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeter, kesin, inandırıcı ve şüpheden uzak, delil bulunmadığından, sanığın üzerine atılı sabit olmayan suçtan dolayı  5271 Sayılı CMK’nın 223/2-e maddesi gereğince yüklenen suçtan BERAATİNE,

2-Sanığın beraatine karar verilmiş olmakla, CMK’nın 327/1 maddesi gereğince sanığın  kusurundan ileri gelen yargılama gideri bulunmadığından, yapılan tüm yargılama giderlerinin CMK’nın 324-330. maddeleri gereğince Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasına,

3-Beraat eden sanık kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden sanık lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenen 8.200,00-TL maktu vekalet ücretinin Maliye Hazinesi’nden alınarak sanığa verilmesine,

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap