1. Kendiliğinden Sonuç Doğuran İptal Kararı

Kimi durumlarda iptal kararının yerine getirilmesi için idare tarafından bir işlem yapılmasına gerek kalmaz. Bunların iptal edilmeleri halinde idarenin iptal kararını uygulamak için ayrı bir işlem tesis etmesine veya eylemde bulunmasına gerek yoktur. Bu kararlar kendiliğinden sonuç doğurur. Bu halde idarenin pasif kalması, kararın uygulanması için yeterli olur. Kendiliğinden sonuç doğurma daha çok genel düzenleyici işlemlerde olmakla birlikte, birel işlemlerde de görülebilir. İptal edilen genel düzenleyici işleme dayanılarak yapılan işlemlerin durumu da önem arz etmektedir.( ÇAGLAYAN Ramazan, İdari Yargı Kararlarının Sonuçları ve Uygulanması, Ankara Seçim Yayınevi,2000,sahife 192)

 2.Aynı Nitelikteki Karar Alınmasını Engellemeyen İptal Kararları

Kimi durumlarda iptal kararı üzerine, idare aynı sonucu sağlayan yeni bir karar alabilir. Eğer idari işlem yetki, biçim gibi noktalardan iptal edilmiş ise, idare bu gibi hukuka aykırılık durumlarını gidererek aynı sonucu doğuran yeni bir karar alabilir. Hemen eklemek gerekir ki bu yeni karar alındığı tarihten itibaren geçerli olur. Etki bakımından bu yeni karar iptal edilmiş olan eski kararın alındığı tarihe kadar geriye yürümez. Yenilenen işlemin yürürlük tarihi doktrinde tartışmalıdır. (GÖZÜBÜYÜK A. Şeref, TAN Turgut, İdare Hukuku, C.2, İdari Yargılama Hukuku, Turhan Kitabevi, 1999, sahife 566)

 3.Tersine İşlem Yapılmasını Gerektiren İptal Kararları

İdarenin olumsuz işlemi iptal edilince, idare ilgilinin istemini yerine getirmek zorundadır. Ancak iptal kararı, işlem yerine geçmez, kişinin istemi otomatik olarak gerçekleşemez. Örneğin ruhsat isteminin reddi işlemi iptal edilince, ilgili mahkeme kararına dayanarak inşaatına devam edemez.( ALİEFENDİOGLU Yılmaz “Danıştay Kararlarına Uyulması” , Danıştay Dergisi, (1975), Y.5, S.16–17, sahife 17) Yine atamama işlemi iptal edilince, ilgili göreve atanmış sayılmaz. İptal kararı, idareye bu yönde yükümlülük yükler. “Göreve atamama işleminin iptali üzerine Danıştay iptal kararının idari işlemler yerine geçmeyeceğini idari yargı kararının idareye bu yönde karar alma yükümlülüğünü yüklediğini belirterek, Danıştay ‘ca verilen iptal kararına rağmen, senatosunun gerekli kararı almaması karşısında Üniversiteler Kanunun 26. maddesinde yazılı usul ve şartların tamamlanmadığı bu durumda senato kararı olmadıkça Milli Eğitim Bakanlığınca davacının Profesörlüğe yükseltilmesi hususunda kararname düzenlemesi mümkün bulunmamaktadır.” diyerek iptal kararının işlem yerine geçmeyeceğini kişinin isteminin ancak yargı kararı doğrultusunda idare tarafından yerine getirilebileceğini ortaya koymuştur. (D. 5.D.,25.4.1973, E: 1972/7716, K:1973/2424, Amme İdaresi Dergisi, C.7, S. 2, sahife 226)

 Olumsuz işlemin iptal edilmesi üzerine idare olumlu şekilde karar almak zorundadır. İdare bu zorunluluğu yerine getirmezse, idarenin ve kamu görevlisinin sorumluluğu durumu ortaya çıkar. (ÇAĞLAYAN, a.g.e., sahife 187) İptal kararı bir taraftan idareye olumlu işlem yapma yükümlülüğünü yüklerken, diğer taraftan idari işlemi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırmaktadır. Bu noktada iptalin anlamı kişinin istemde bulunduğu anda o izni almaya hak kazanmış olduğunun belgelenmesidir. İdarenin yükümlülüklerini geçmişe etkili olarak yerine getirmek zorunda olmasının anlamı, ilgilinin örneğin ruhsatı ilk istemde bulunduğu anda alacağı şekilde gerekli işlemleri yapmasıdır.

4.Hukuksal Durumlarda Değişiklik Yapılmasını Gerektiren İptal Kararları

Kimi durumlarda, idarenin iptal kararını yerine getirebilmesi için, iptal edilen kararla ilgili olanların hukuksal durumunda değişiklik yapılması gerekebilir. İptal kararlarının yerine getirilmesinde karşılaşılan en büyük güçlük bu gibi durumlarda olur. Gerçekten öyle iptal kararları vardır ki idarenin bunları yerine getirebilmesi için bir takım hazırlıklar yapıp bu kararla ilgisi olanların hukuki durumlarını değiştirecek işlemler tesis etmesi veya bu işlemlerle birlikte iptal kararının doğrultusundaki idari işlemi oluşturması gerekir. Örneğin idarece emekli edilen bir görevlinin Danıştay’dan aldığı iptal kararının yerine getirilmesi, ancak görevlinin yeniden eski görevine, ya da ona eş bir göreve dönmesinin sağlanmasını, sanki emeklilik işlemi hiç yapılmamış gibi görevlinin tüm haklarının geri verilmesini gerektirir. Bunun sonucu olarak, memurun görevine başlaması, iptal kararı alıncaya kadar açıkta geçen sürenin kıdemine sayılması gerekiyorsa yükseltilmenin yapılması eğer memurun emekli edilmeden önce kullandığı kadroya geçirilmesi ya da ilgiliye kazanılmış hakkına uygun yeni bir kadro bulunması gerekir.

Görevden alma işleminin iptali üzerine ilgilinin eski görevine döndürülmesi gerekir. Kimi görevlerde iptal kararının yerine getirilmesi ancak memurun eski görevine dönmesi ile olabilir. Memurun eski görevi benzeri bulunmayan ya da özelliği olan bir görev ise iptal kararının yerine getirilmesi, ancak davacının eski görevine iadesi ile mümkün olabilir. Bu gibi kadrolara atama yapılmış ise, iptal kararı üzerine atamanın nedeni ortadan kalkacağı için,  idare atama kararını kaldırarak kadroyu boşaltır ve davacının görevine yeniden başlamasını sağlar. (AYÇİÇEK, a.g.e., sahife 33)

5.Yerine Getirilmesi İmkânsız Olan İptal Kararları

Kimi durumlarda, iptal kararının yerine getirilmesi olanağı bulunmayabilir, ya da iptal kararının yerine getirilmesi büyük haksızlıklar doğurabilir. Bu gibi durumlarda ilgiliye tazminat verilmesi, ya da yasama organının hukuksal düzende değişiklik yaparak, iptal kararının doğurduğu olumsuz sonuçları gidermesi gerekebilir. Ancak anayasamıza göre yasama yoluyla etkisiz kılma olanağı olmadığından, yasama organı ancak yargı kararlarının yerine getirilmesini kolaylaştırmak veya iptal kararlarından doğan boşluğu doldurmak için müdahale edebilir.

Kimi durumlarda iptal kararının yerine getirilmesinde maddi ve hukuki imkânsızlık olabilir. Örneğin görevden alınan bir memurun, iptal kararı alınıncaya kadar emeklilik yaşına ulaşması durumunda, memurun eski görevine başlatılması, memurluk durumunun yeniden sağlanması olanağı yoktur. Ancak memurun emeklilik statüsünde süre, aylık, ikramiye yönünden düzeltmeler yapılabilir. Memurun görevinden alınması ile uğradığı zararlar yönetim tarafından ayrıca karşılanır. Hukuki imkânsızlık iptal kararının uygulanması başka bir hukuki durumun engellenmesi halidir. Fiili imkânsızlık ise maddi alandaki engeller nedeniyle iptal kararının uygulanamamasıdır. Danıştay kararlarında maddi ve hukuki engellerin bulunması halinde, uygulamanın mazur görülebileceğini, ancak bu durumda idarenin tazminat sorumluluğunun devam ettiği belirtilmektedir. (ULER, a.g.e., sahife 99) Öğretide de fiili ve hukuki imkânsızlık varsa uygulamanın hoş görülebileceği kabul edilmektedir. Vergi hukuku bakımından hukuki imkânsızlık hali ender olarak verginin cebren tahsili dolayısıyla söz konusu olabilir. Haczedilen malın satışına dair işlemin iptali yönünden karar verildiği tarihte satışa konu malın iyi niyetli kişiler arasında birkaç kez el değiştirmiş bulunması buna örnek olarak gösterilebilir. Hukuki imkânsızlık halinden söz edilebilmesi için ayrıca gösterilen hukuki engelin aşılamayacak nitelikte olması da gerekir.   ( CANDAN Turgut, “İdari Yargı Kararlarının Uygulanması V”, Maliye Postası, (15.Mayıs 1991), Y.12, S. 257, sahife 42-43.)

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap