Son zamanlarda jüri üyelerin keyfi nedenlerle doçent adaylarını etiğe sevk etmeleri, asgari koşuldan bırakmaları ve gerekçesiz şekilde rapor hazırlamalarının ve buna hatalı ve gerçeğe aykırı bilgi yazmalarının nedenlerinden en önemlisi ÜAK’ın şeffaflıktan uzak gizli bir yapıya sahip olması ve jürilere herhangi bir yaptırım olmamasıdır.

Bilindiği üzere ÜAK, Etik Komisyon Üyelerini, Doçentlik Komisyonu Üyelerini, Bilirkişi İsimlerini hatta ve hatta toplantı tarihlerini gizli tutmaktadır. ÜAK’ın avukatları tarafından ekte sunulan savunmasında dosya yoğunluğu ve komisyonlardaki üyelerin baskıyı kaldıramayacağı gerekçesiyle isimleri gizlemesi kabul edilebilir bir gerekçe değildir. Bu durum giderek büyük bir sıkıntı haline gelmektedir. Yaptıkları açıklamanın hukuki hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. Zira mahkemelerde dahi inceleme yapan hakim ve bilirkişilerin isimleri açık ve net bir şekilde ortadadır. Bu bakımdan idari incelemelerde yer alan kişilerin de isimleri açık olmalıdır. Zira aday ile husumetli kişilerin komisyonlarda yer alması ve bilirkişi olarak belirlenmesi çokça karşılaştığımız bir durumdur. Bu durum adayların bağımsız olarak bir incelemeye tabi tutulması konusunda en önemli engeldir.

Türkiye’de hiçbir kurum ve kuruluşta yer alan kişilerin isimleri gizlenmemekte sadece ÜAK’ta gizlenmektedir. ÜAK’ın İsimleri Gizlemesine İlişkin Akıl Dışı Savunmasını ekte paylaşıyoruz. Yazılan savunmanın hiçbir dayanağı olmadığını ifade ediyor konuyu siz değerli akademisyen hocalarımızın takdirine bırakıyoruz.

Savunma için tıklayınız: ÜAK’ın İsimleri Gizlemesine İlişkin Savunması

1 Yorum

  1. Komisyon üyelerinin isminin gizlenmesinin nedeni, eserleri incelendiğinde onlarda da hata bulunma ihtimali olmasıdır. Eğer bir adayı suçlu bulurlarsa, ilgili aday da onların eserlerini inceleyip birebir aynı hataları onlarda bulabilecektir. Akademi camiasında gerçek işleri olan bilim yapmak yerine birbiriyle uğraşmak hüküm sürmektedir. Bilim seviyesi ayaklar altında gezmektedir. Çünkü bilim yapmak bu ülkede ancak sıkıntı oluşturur. Bunun yerine adam bulmak hızlı yükselmenizi sağlar. ÜAK etik kurul üyelerinin işi çok zor, doğru bile olsa verdikleri kararlar kendi eserlerinin incelenmesini getirebilir. Hangi akademisyen uluslararası etik kuralları çerçevesinde değerlendirilirse değerlendirilsin etik suç çıkar. Bu durum yabancı akademisyenler içinde geçerlidir. Fark şu ki yabancı akademisyenler başkalarına çelme takıp kendi bilim kalelerini korumak yerine ilerlemeyi sağlayan orjinal eserler yapmakla meşgulken, bizim akademi arkasını daima kollamalı yoksa ayağını kaydırılırlar.

Bir yanıt yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlenmiştir.

Yorum Yap